Ana içeriğe atla

Kayıtlar

30 Nisan Tarihli A101 Market Aktüel Ürünleri ve İndirimleri - Yeni

30 Nisan A101 Marketler Büyük İndirimleri ile karşınıza çıkıyor. Muhteşem indirimleri içinde barındıran katalog yayınlandı. Daha önce bu kadar ucuza görmediğiniz, pek çok ürünü bünyesinde barındırıyor. 30 Nisan 2020 A101 Market ürün katalogları tek bir sayfada bulunmaktadır. Sayfanın aşağısına doğru ilerlediğinizde tüm aktüel ürünlerine ulaşabilirsiniz. KATALOGLARIN BÜYÜK HALLERİ YAZININ DEVAMINDADIR. ARZU EDERSENİZ ÜZERİNE BASILI TUTARAK TELEFONUNUZA KAYDEDEBİLİRSİNİZ. - Toshiba 58UL3A63DT 58" Ultra HD Smart Led Tv 3.499 TL - Elton EL32DAB04 32" Uydu Alıcılı Led 829 TL - Honor 8S 64 GB Cep Telefonu 999 TL - SEG SNF 4500 A+ No-Frost Buzdolabı 1.999 TL - SEG SCM 9100 Çamaşır Makinesi 1.449 TL - SEG SBM 4001 Bulaşık Makinesi 1.149 TL - Fantom DC2000 Toz Torbalı Süpürge 289 TL - Sunny Lateafe Çay Makinesi 119 TL - Aprilla ABS-1026 Dijital Banyo Baskülü 39,95 TL - Aprilla AHC 5026 Şarjlı Saç ve Sakal Düzeltme Makinesi 59,95 TL - Aprilla

Evdeki tehlikeler

Çocukları olanlar, onları evdeki tehlikelerden korumak için neler yaptıklarını çok iyi bilirler. Çocuğunuza zarar gelmesin diye elinizden gelen her şeyi yapsanız da maalesef ufak tefek kazalar meydana gelebiliyor. Courtney Davis ismindeki bir annenin hemen her gün kullandığı şarj aleti çocuğunun başına bakın neler getirdi. Evde çocuk olduğundan dolayı Courtney, hemen her an prizde takılı kablo bırakmıyordu. Bir gün şarj aletini prizden çıkarmayı unuttu. 19 aylık Gabby takılı olan şarj aletinin ucunu ağzına soktu. Şok olan anne Facebook’ta şunları yazdı: “Daha önce hiç şarj aletimi prizde unutmamıştım. Birkaç saniye içinde ağzının kenarı yandı. Daha önce şarj aletine hiç dokunmamıştı bile.” Sosyal medyada yaptığı güncellemelerden anladığımız kadarıyla Gabby’yi estetik cerraha götürmüş. Courtney, “İnsanlar attıkları mesajlarla şarj aletinin markasını öğrenmek istediler. Şarj aleti akı

Şemsi Nene'nin Hikayesi

1954 yılında Sındırgı’dan Balıkesir’e geldik. Babam memurdu. Alt katta ev sahibi yaşlı bir kadının oturduğu iki katlı bir evin üst katını kiraladık. Ev sahibine Şemsi Nene diyorduk. Yani ismi Güneş idi. Evlendiğinde 16 yaşındaymış. Evlendikten üç gün sonra kocası gönüllü ihtiyat zabiti yani yedek subay olarak Çanakkale’ye gitmiş. Nene, kocasının Çanakkale’den, cepheden kendisine yolladığı “Şems’im, güneş’im…” diye başlayan mektuplarını evinin duvarlarına ve pencerelerine yapıştırmıştı. Her sabah bu silik, sararmış mektupları birer kere okur, her birinin karşısında şehit kocasının ruhuna fatihalar gönderir, diz çöker yarım bıraktığı yerden kocasına hatim indirirdi. Nene hiç sokağa çıkmazdı. “Kocam giderken gençsin, güzelsin, ne olur ben gelinceye kadar sokağa çıkma. Gözüm arkada kalmasın, dedi. Nasıl sokağa çıkayım” diyordu. Yıllar sonra o evden cenazesinin çıktığını duydum.

Lohusa Anneyi Ziyaret Ederken

Lohusa anneyi ziyaret ederken… Yeni doğum yapmış bir anneyi ziyarete lütfen en azından kırkı çıkmadan gitmeyiniz, emin olun size asla küsmez. Yakın aile bireyleri hariç annenin misafire ihtiyacı yoktur. Ama diyelim ki merakınıza yenik düştünüz ve dayanamayıp gittiniz… Lütfen ellerinizi yıkamadan bebeğe dokunmayınız! Bebeği öpmeye çalışmayınız! Parfüm ve sigara kokusundan arınmış olarak gidiniz! Lütfen saatlerce oturmayınız! Lütfen ikram beklemeyiniz! Sadece anneye yardımcı olup olamayacağınızı sorup, istediğinde yardım ediniz. “Sütün var mı? Bebek kaç kilo? Artık uykusuz gecelerin başladı. İlk aylar çok zorlanırsın. Bebek uyuduğunda sen de uyu. İşe geri dönecek misin? Seste uyumaya alıştır. Onu ye,bunu iç, sakın mama verme, lohusanın mezarı 40 gün açık olur” gibi anlamsız moral bozucu yorum ve telkinlerde bulunmayınız. Eğer anneye yakın bir yerde oturuyor ve yardımcı

Evimizin Suyu mu Çıkmış

Bu sabah kahvaltı hazırlarken düşündüm. Evlerden neden bu kadar kaçıyoruz? Haftasonları kahvaltı için akın ediyor insanlar mekanlara. Oysa haftasonu kahvaltısı çok mahrem bir öğün gibi geliyor bana, böyle pijamayla, sabahlıkla, gazeteyle, sofradan kalan birinin sandalyesine uzattığın ayağınla falan kendine özel bir hali var sanki. Mecbur kalmadıkça çıkmıyorum kahvaltı için, arkadaşlarıma hazırlamaya, güzel bir kahvaltı için daha erken kalkmaya da razıyım. Ama o küçük hane huzurunu kaybetmek istemiyorum. Her şey tek tek gidiyor. Bakıyorum; artık iki arkadaş buluşacaksa dışarda buluşuyor. Oysa evlerimiz var. Doğum günleri dışarda kutlanıyor. Oysa evlerimiz var. Artık günler bile dışarıda yapılıyormuş, evleri kaplumbağa kabuğu gibi sadece kendimiz için alıyoruz. Çok mu yorgunuz, o yüzden mi böyle? Bilmiyorum. Sabah sabah dertlendim bak gene. Azıcık çocukların kafasını

Bir öğrenci annesinin, veli toplantısı sonrası yazısı

Bir öğrenci annesinin, veli toplantısı sonrası yazısı Bugün oğlumun veli toplantısındaydım. Daha doğrusu öğretmen-veli görüşme gününde. Ortaokulda olan oğlumun sanırım altı öğretmeni ile görüştüm. Her bir öğretmenin odasının önündeki kuyrukta uzun uzun bekledim. Her görüşmenin üç dakika sürmesi gerektiğine dair pek çok uyarıcı asılmışken etrafa bazı veliler nedense içeriden çıkmakta zorlandılar. Öğretmene ya çok şey sordular ya çok şey anlattılar, bilemiyorum. Benim görüşmelerim pek üç dakikayı geçmedi çünkü hemen hepsinde aşağıda yazacağım aynı konuşmaları yaptık. İçeri giriyorum, kendimi tanıtıyorum. Öğretmen listesinden öğrenciyi buluyor ve başlıyor ; “ Hoş geldiniz, oğlunuz çok akıllı bir çocuk. Arkadaşlarına ve bizlere karşı duyarlı ve saygılı.Not ortalaması şöyle, ama ödevlerini sıkı takip etmiyor. Lütfen siz takip edin.” Dinliyorum, son cümleye kadar. “ Ben ödev takip etmem Hocam. Kendis

Acı Ama Halimiz Bu

- Namussuz koca, namuslu hanım istiyor. - Tembel öğretmen, çalışkan öğrenci istiyor - Zina yapmış genç, el değmemiş kız istiyor - Sahtekar amir, dürüst memur istiyor - Cuma farzdır kılarız ama farz olan beş vakit namazı kılmayız. - Çalışmak istemeyiz ama çok zengin olalım isteriz. - İnsanlar tarafından sevilmek isteriz ama biz kimseyi sevmeyiz. - Arabanın çarptığı çocuğa acıyoruz, internetin çarptığı çocuğa acımıyoruz. - Bakıyoruz, görmüyoruz. İşitiyoruz, duymuyoruz. Dokunuyoruz, hissetmiyoruz. - Çok konuşuyoruz, az iş yapıyoruz - Çok iş yapanlara söz vermiyoruz. - Dua yapmıyoruz. Talep ediyoruz. - Alim ile bileni karıştırıyoruz. - Çeyrek ekmek gibi çeyrek Müslümanlık istiyoruz. - Duymayacak kadar kör, görmeyecek kadar sağırız. - Dirilişi Ayet ve Hadislerden, kendimizden değil, dizilerden bekliyoruz. - Tarihin özn